Geniş bir kavram olan şiddet; saldırganlık, sertlik, sert ve katı davranışlar olarak, şiddet olayları da insanlar arasında korku salmak ve onları sindirmek amacıyla gerçekleştirilen olay ya da girişimler olarak tanımlanabilir. Şiddetin oluşumunu tek bir nedene bağlamak mümkün değil. Siyasi ve ekonomik bozulmalar ve özellikle son yıllarda bir hayli artan terör olayları toplumda ve kültürde büyük çapta bir huzursuzluğa yol açtığı gibi şiddet, bireyler arası ilişkilerden toplum düzenine ve huzuruna kadar bir çok alanda yıkıcı etkisini gösterir. Toplumsal açıdan artan şiddet, insanlarda çeşitli psikolojik sorunlara yol açabiliyor. Bu bağlamda, toplumsal şiddet ve terörün ne olduğu ve insan psikolojisine etkileri hakkında bilgi edinmek ve farkındalık kazanmak çok önemli. Biz de, bu konuyla alakalı Psikiyatr Dr. Reşat Sabri Yurdakul ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

Mert Nedim Mercan: Toplumsal şiddet son zamanlarda sıklıkla karşılaşılan sorunlar arasında yer alıyor. Toplumsal şiddetin ne olduğu ve nasıl yollarla gerçekleştiği hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

Reşat Sabri Yurdakul: Toplumsal şiddet aslında yaşantımızda hep vardı. Ülkemiz bunu çok daha büyük oranda 80’li yıllarda yaşadı. Sonrasında da şiddet azaldı gibi oldu, ama devam etti. “Dayak cennetten çıkmadır.” sözüyle büyüyen, evde annesinin yaşadığı şiddete şahit olan çocukların büyüdüklerinde şiddeti garipsemesi mümkün değil. Şiddetin işe yaradığını, zorbalığın prim yaptığını gördüklerinde bu alışılmışlık yerini şiddete başvurmaya götürür. Bu şiddet görsel olarak televizyonlarda, basılı malzeme olarak İnternet ve gazetelerde, her gün sokaklarda ve daha büyük oranda sözlü olarak da günlük hayatta yer alıyor.

M.N.M: Özellikle son bir yıl içerisinde terör olaylarının ülkemizde bir hayli arttığı çok açık. Sizce artan terör olaylarının toplumsal şiddet ile bir bağlantısı var mı? Öyleyse bu bağlantıyı kısaca açıklayabilir misiniz?

R.S.Y: Kesinlikle artan terör olaylarının da toplumsal şiddet ile bağlantılı olduğuna inanıyorum. Sonuca ulaşmanın kötü bir yolu olmasına karşılık, şiddet bir güç gösterisine dönüşerek toplumda kaygı yaratmayı amaçlıyorsa, bunu başarıyor. Ancak sosyal kazanımlara ne kadar döndüğü tartışılır. Şiddet şiddeti getirir ama şiddetin benimsendiği bir toplumda toplumsal şiddet ve terör en sık başvurulan yöntem haline geliyor.

M.N.M: Gerek çevremizde gerekse sosyal medya üzerinde insanların olaylara karşı olumsuz tutumunu görebiliyoruz. Bunun altında psikiyatrik açıdan ne gibi sebepler yattığını düşünüyorsunuz?

R.S.Y: Olumsuz tutum küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza en çok kazandırdığımız tutum olduğu için bu çocuklar büyüdüklerinde de her şeye karşı olumsuz bir tutum içine giriyorlar. Öyle ki, sürekli tenkit ettiğimiz, hiç bir davranışını takdir etmediğimiz, sürekli müdahale ile yetiştirdiğimiz çocuklarımızın benimsediği tek şey de eleştirmek oluyor. Hiç bir şeyi beğenmeyen, her şeye kusur bulan, gayret göstermek yerine gösterenleri de eleştiren davranış örüntüsü maalesef toplumsal dokumuzu oluşturuyor.

M.N.M: Toplumsal şiddet ve güncel olarak gerçekleşen terör olaylarının kaygı üzerinde ciddi bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Kaygının, insanların günlük hayatında yer etmesi durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

R.S.Y: Kaygı insanın kontrol edemediği durumlarda yaşadığı endişe olarak adlandırılırsa terör olaylarının kaygı yarattığını söyleyebiliriz. Her an bir terör olayı ile karşı karşıya kalıp ölme ya da yaralanma tehlikesi ile baş başa kalan bireyler sürekli olarak bu endişeyi yaşamaya başlayacaktır. Nerede, ne zaman karşılarına çıkacağını bilemedikleri şiddet, onları her an endişe içinde yaşatacak, kendilerini hiç bir yerde güvende hissetmeyeceklerdir. “Bitti bitiyor, kökü kurutuldu” denildiği durumlarda terörün daha da artarak ortaya çıkması bir güvensizlik yaratıyor ve kişi artık hiç bir zaman ve hiçbir yerde kendisini rahat hissetmiyor. Fısıltı gazetesinin her gün bir haber ile toplu halde bulunulan her yeri olası bir tehlikenin yaşanacağı yerler olarak göstermesi de bu korkunun yaygınlaşmasının bir başka nedeni.

M.N.M: Travma sonrası stres bozukluğunun ne olduğundan ve bunun terör ve toplumsal şiddet ile ilişkisi olup olmadığından bahsedebilir misiniz?

R.S.Y: Travma sonrası stres bozukluğu özellikle teröre ve toplumsal şiddete bire bir maruz kalmış bireylerde ortaya çıkabilen bir durumdur. Örneğin bir patlamada yaralanmış, çocuğunu ya da eşini kaybetmiş, sevdiği insanın acılar içinde ölümüne şahit olmuş bir kişinin travma sonrasında yaşadığı gerginlik, en ufak bir olayda büyük tepkiler vermesi, ufacık bir ses duyduğunda irkilmesi, sürekli panik ve korku yaşaması, olayın sürekli olarak gözünün önüne gelmesi yani sürekli o olayı yaşaması, uykusunda sık sık kabuslarla uyanması, kendisini gergin ve huzursuz hissetmesi travma sonrası stres bozukluğu ile ortaya çıkmaktadır. Terör ve şiddet olayları ile bire bir ilişkilendirebiliriz.

M.N.M: Kayıtsızlık (apati) kavramı hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Yaşanan şiddetin sıklığı göz önünde bulundurulunca insanlarda yüksek seviyede bir kayıtsızlık gözlenebilir mi?

R.S.Y: Kayıtsızlık dediğimiz durum şiddetin sıklığı göz önünde bulundurulunca anormal bir duygusuzluk olarak ortaya çıkabilir. Sürekli gergin, sürekli korku dolu yaşayan bireyler artık bir süre sonra tehlikeyi umursamaz olarak davranmaya başlayabilir. Şiddet gördüğünde tepki vermeyebilir. Yanında bombalar da patlasa hiç bir şey yokmuş gibi yürüyüp geçebilir. Yanında insanlar ölüp yaralansa da kayıtsız kalabilir.

M.N.M: Terör ve şiddetin insanlar üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesinde sosyal desteğin ne derece önemli olduğunu düşünüyorsunuz?

R.S.Y: Terör ve şiddetin olumsuz etkilerinin giderilmesinde sosyal destek çok önemli. Yalnız olmadığını bilmek, yaşadığı sıkıntılarda birilerinin yardımcı olması kaygı ve korkuyla başa çıkmakta faydalı olabiliyor. Onlarla konuşmak, kaygılarını paylaşmak, daha da güçlenip baş edebileceği düşüncesini getirir.

M.N.M: Terör ve toplumsal şiddet mağdurları bununla başa çıkmak için nasıl bir yol izlemeli? Bu konu hakkında ne gibi önerileriniz var?

R.S.Y: Terör ve şiddet olayları ile başa çıkmak için mutlaka profesyonel yardım alınmalıdır. Psikolog desteği travma sonrası stres bozukluğunun atlatılmasında önemlidir. Hatta çok daha ağır durumlarda psikiyatrik ilaç kullanımı, yaşanan olayların etkisini atmak için gerekebiliyor. Kişinin bunlar dışında yapabilecekleri ise mümkün olduğunca bu olayı hatırlatabilecek durumlardan ve haberlerden kaçınmak, oturup düşünmemeye çalışmak, diğer terör kurbanları ile bir araya gelmekten uzak durmaktır. Çünkü onları gördükçe yaşadığı olayı daha ağır olarak hissedecektir. Bunun dışında mümkün olduğunca kendi içine kapanmak yerine sosyal ortamlarda bulunmalı, arkadaşları ile birlikte daha çok zaman geçirmelidir. Yaşadığı olayı atlatması bu şekilde daha kolay olacaktır. Yalnız bunun kısa sürede olabileceğini beklemek çok gerçekçi değil. Uzun zaman geçse bile etkisi sürebilir.

 

Psikiyatr Dr. Reşat Sabri Yurdakul

Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu, Ankara Numune Hastanesi’nden “Psikiyatri Uzmanlığı” diplomasını aldı. Uzmanlık eğitimi sırasında Hacettepe Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Programı’nda özel öğrenci olarak eğitim aldı.

1992 yılında Adana Ruh Sağlığı hastanesinde çalışmaya başlayan Yurdakul aynı tarihlerde “Yaprak Psikiyatrik ve Psikolojik Danışma Merkezi”ni kurdu. Adana’daki çalışmaları sırasında psikodrama eğitimlerinin yanı sıra kognitif terapiler ve Geştalt Terapisi eğitimlerine devam etti.

2008 yılında İstanbul Nişantaşı’nda Yaprak Psikiyatri’nin ikinci şubesini açan Yurdakul, katıldığı pek çok TV programının yanı sıra iki sezon boyunca Cine 5 TV’de “Yaşamdan Bir Yaprak” adlı programı gerçekleştirdi. Halen düzenli olarak hürriyetaile.com ve mynetkadın.com sitelerinde köşe yazıları yayınlan Sabri Yurdakul’un şimdiye kadar yayınlanmış 10 kitabı bulunmaktadır.

Kitapları:

  • Ruhsal Hastalıklar ve Baş Etme Yolları
  • Hemşireler İçin Ruhsal Hastalıklar Ve Tedavi Yöntemleri
  • Sağlık Memurları İçin Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yöntemleri
  • Annemi Nasıl Çıldırttım?
  • Anne Artık Ben Büyüdüm!
  • Anne Evlilik Bu Kadar Zor mu?
  • Çok Çalışarak Sınav Kazanılmaz!
  • Anne-Baba, Bu Kitabı Oku!
  • Çocuk ve Cinsellik
  • Öğretmenin El Kitabı

Websitesi: http://drsabriyurdakul.com/

RelatedPost