Yapılan araştırmalar cinsel suçların her geçen yıl yüksek oranda arttığını gösteriyor. Daha yakından bakılacak olursa, 3.7 milyon kadın her yıl cinsel istismara maruz kalıyor ve rapor edilen istismarların yaklaşık olarak 300.000 kadarı ise tecavüz kategorisinde değerlendiriliyor. Cinsel suçların bu denli artması araştırmacıların da dikkatini çekiyor. Araştırmalara göre suç geçmişi, eğitim eksikliği, işsizlik, maddi zorluklar, aile ve evlilik sorunları, sosyal çevre ve yüksek seviyede uyuşturucu ve alkol kullanımı ile yakından ilişkili. Bunlara ek olarak, işlenen suçu tekrarlama olasılığının, eğitim eksikliği ve özellikle aile ve evlilik sorunları ile de yakından ilişkili olduğu gözleniyor.

Aile ve evlilik sorunları, istismar davranışını sergileyen kişiler için önemli bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Araştırmacılar O’Toole ve Jeglic 2014 yılında yürüttükleri çalışmada kişinin çocukluğunu geçirdiği aile ortamının ileride işlenen cinsel suçlar ile yakından ilişkili olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar bu çalışma için, 1996 ve 2007 yılları arasında Amerika’da hapishaneden tahliye edilen 2.771 cinsel suçlunun arşiv kayıtları ile çalıştı. Suçluların ailelerinin karakter özellikleri dikkate alınarak yapılan çalışmanın sonuçlarına göre, ihmalkâr ya da ebeveynlerin boşandığı bir ailede yetişen veya ergenlik öncesi ve ergenlik dönemlerinde başka bir aileye evlatlık olarak verilen kişilerin ileride cinsel suça yönelmeye ve suçu tekrarlamaya daha yatkın oldukları ortaya çıktı.

Çalışmaya dahil edilen suçlular istatistiksel olarak incelendiğinde, suçluların %58,2’sinin iki ebeveynli bir ailede, kalanının ise tek ebeveynli bir ailede büyüdüğü ve tek ebeveyn ile birlikte yetişen suçluların %21,6 oranında daha fazla suçu tekrarlama davranışı sergilediği ortaya çıktı. Buna ek olarak, biyolojik aileleri ile yetişenlerin, biyolojik olmayan veya bu ikisinin kombinasyonu ile (bir biyolojik ebeveyn ve bir üvey ebeveyn) yetişenlere göre cinsel suçu tekrarlamaya çok daha az oranda yöneldiği gözlendi. Ailenin ihmalkarlığı ve çocuğun genç yaşta devlet tarafından aileden alınması başka bir etken olarak karşımıza çıkmakta. O’Toole ve Jeglic ’in incelediği 2.771 cinsel suçlunun %93,8’inin evinden alınmadığı fakat geriye kalan ve gençlik dönemlerinde evden alınan kısmın cinsel suçu tekrarlamaya %17,07 oranında yatkın olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar bu çalışma ile boşanmış veya ihmalkâr ailelerin çocuklarının yetişkinlikte cinsel suça yönelme oranının ve özellikle bu davranışı tekrarlama oranının diğerlerine kıyasla çok daha yüksek olduğunu istatistiksel olarak ortaya koydular.

Detaylar için kaynak

O’Toole, M. J., & Jeglic, E. L. (2014). The Relationship Between Childhood Family Environment and Adult Sexual Offending in a Sample of Sexual Offenders. Psi Chi Journal of Psychological Research19(4).

RelatedPost