İnsanların sosyal davranış ve tutumlarını açıklayan kuramlara göre grup içinde kişilik ve davranışlarıyla kendimizi özdeşleştirdiğimiz ve benzer hissettiğimiz kişilerin davranış ve tutumlarını örnek almaya yatkın oluruz. Bu etki film ve kitap karakterleri için de geçerli olabilir. Bir kitabı okurken, kendimizi karakterlerden birine benzetebilir ve onun görüşleri doğrultusunda tutum geliştirebiliriz. Bir araştırma ise fantastik bir kurgu olan Harry Potter serisinin, kişilerin azınlık gruplara olan tutumuna etkisini inceliyor.

Loris Vezzali ve arkadaşları, İngiltere ve İtalya’daki lise ve üniversite öğrencilerini kapsayan geniş çapta bir araştırma ile Harry Potter serisinin, bireylerin azınlık gruplarına, özellikle göçmen, homoseksüel ve mültecilere yönelik tutumlarına olan etkisini inceledi. Bir grup, 6 hafta boyunca kitabın çeşitli kısımlarını okuyarak araştırmacılar ile tartışmalara katıldı. Okunan kısımların özellikle önyargı ve bunun etkilerini içeren bölümler olması sağlandı (örn: Hermione’ye “bulanık” olarak hitap edilmesi ve sonrasındaki tepkisi). Diğer bir grup ise aynı şekilde kısmen nötr bölümler okudu (örn: Harry’nin ilk asasını satın alması). Ayrıca yaş, cinsiyet, ortalama kitap okuma ve televizyon izleme saatleri gibi değişkenlerin etkisi de kontrol edildi.

Sonuçlara göre, okuyucular kendilerini esas iyi karakter (Harry Potter) ile özdeşleştirdiğinde ve ana kötü karakter (Voldemort) ile kısmen daha az özdeşleştirdiğinde, azınlık gruplara karşı tutumları olumlu etkileniyor. Yani sadece iyi karakterle özdeşleşerek değil, kötü karaktere mesafeli hissederek de okuyucu tutumlarında olumlu değişiklik görülebiliyor.

Detaylar için kaynak

Vezzali, L., Stathi, S., Giovannini, D., Capozza, D., Trifiletti, E. (2014). The greatest magic of Harry Potter: Reducing prejudice. Journal of Applied Social Psychology. doi: 10.1111/jasp.12279

RelatedPost