Kalp rahatsızlıkları, dünya genelinde insanların ölüm sebeplerinin başında geliyor. Sigara içmek, hipertansiyon, aşırı kilolu olma, az hareket etme gibi birçok fizyolojik risk faktörünün yanı sıra kronik stres, depresyon gibi psikolojik sebepler de kalp rahatsızlıkları için risk faktörü oluşturuyor. Sosyal destek ve iyimserlik gibi özellikler de sağlık odaklı davranışları artırarak kalp rahatsızlıkları riskini azaltıyor. Günümüzde, kişinin psikolojik durumu ile ilgili bilgi veren en önemli kaynaklardan biri ise sosyal medya. Gün içerisinde birçok insan çeşitli sosyal medya araçlarıyla duygu ve düşüncelerini paylaşıyor. Son zamanlarda psikoloji ve sağlık alanından bazı araştırmalar, internetten aranan kelimeler veya sosyal medyada paylaşılan veriler aracılığı ile geniş çaplı bilgi toplamayı amaçlıyor. Bir çalışmada ise veri aracı olarak Twitter’da kullanılan dil ele alınıyor. Araştırmacıların üzerinde durduğu soru ise Twitter’da kullanılan dilin, kalp rahatsızlıklarından ölüm riski ile ilgili bir başka belirleyici bilgi aracı olup olamayacağı.

Johannes C. Eichstaedt’ın başında bulunduğu 14 kişilik bir araştırma grubu uzun bir zaman aralığında toparladıkları 826 milyon tvit ve tviti atan kullanıcının bildirdiği konum yardımıyla bir harita çıkardılar. Amerika kıtasında gerçekleştirilen araştırmada, aynı bölgeler için Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, Dünya Sağlık Örgütü gibi yerlerden aldıkları kalp rahatsızlığından ölüm oranlarına dair bilgileri de harita halinde çıkartıp, iki haritayı karşılaştırdılar. Bunun yanı sıra kalp rahatsızlıkları için bilinen diğer risk faktörlerinin de etkisi sıralanarak, Twitter’da kullanılan dil ile beraber analize dâhil edildi.

Bulgular Twitter’da kullanılan dilin psikolojik özelliklerinin bölge bazında incelendiğinde kalp hastalıklarından ölüm oranları ile doğru orantılı sonuç verdiği yönünde. Yani Twitter’da kullanılan dil ve bazı belirli ifadeler halkın psiko-sosyal sağlığına dair önemli ipuçları verebiliyor ve bu ipuçları da kalp rahatsızlığından ölme oranları ile karşılaştırıldığında ilişkili oldukları görülüyor. Olumsuz duygu, özellikle öfke ve olumsuz ilişkisel ifadelerin kullanımının yanı sıra hayata karşı ilgisizlik içeren dil sağlık riskleri yaşıyor olma ihtimalini artırırken, olumlu duygu ve hayata dair ilgi duyma içerikli bir dil ise koruyucu özellik taşıyor.

Araştırmanın ilginç bir bulgusu ise Twitter dilinin, sigara içme, sosyo-ekonomik durum, ırk, tansiyon, obezite gibi geleneksel risk faktörlerinden daha yüksek geçerliliğe sahip veri sağlaması. En sağlıklı veri ise Twitter’da kullanılan dil ve diğer geleneksel risk faktörleri birlikte incelendiği zaman elde ediliyor. Araştırmacılar, psikolojik durum ve sağlığa dair bilgi toplamak için Twitter gibi medya araçlarının kullanılmasını kısmen daha ucuz ve kısa zamanda çok geniş çaplı veri toplayabilme imkânı sağlaması yönüyle önemli görüyor.

Detaylar için kaynak

Eichstaedt, J. C. et al. (2015) Psychological language on Twitter predicts county-level heart disease mortality. Psychological Science doi:10.1177/0956797614557867

RelatedPost