Kişiler arası ilişkilerde gözlerle kurulan iletişimin önemli bir role sahip olduğu hepimizin bildiği bir gerçek. Bu gerçek şimdiye dek yapılmış pek çok araştırmanın sonucuyla da kanıtlanmış durumda. Bireyin, diğer bireyde dikkatini daha fazla vererek baktığı noktanın, amacı ya da ilgisiyle alakalı olduğu da benzer çalışmalarda ortaya çıkan bir sonuç. Ancak, bu durumu aşk ile cinsel arzu arasındaki farkı açıklamak amacıyla inceleyen fazla araştırma bulunmuyor.
Bolmont, Cacioppo ve Cacioppo, geçmişte yapılmış ve çiftlerin birbirlerine bakışlarının aralarındaki aşkı göstermek için güvenilir bir öngörücü faktör olduğunu gösteren araştırmalardan ilham aldılar. Kendi çalışmalarında ise romantik aşk ve cinsel çekim arasındaki farkın bu faktörle belirlenebilir olup olmadığına baktılar. Katılımcılar iki aşamalı bir çalışmaya katıldı. İlk aşamada, katılımcılara tanımadıkları çiftlerin fotoğrafları gösterilirken, diğer aşamada tanımadıkları tekil kişilerin fotoğrafları sunuldu. Her iki durumda da, kişinin anlık tepkisini ölçme amacıyla verilen kısa sürede romantik aşk ve cinsel arzu arasında seçim yapmaları istendi. Buna ek bir ölçme yöntemi olarak da herhangi bir seçim yapmadan, sadece cevapları üzerine düşünmeleri istendi. İki aşama arasındaki temel fark ise, çiftlerin olduğu fotoğraflarda, katılımcının fotoğrafta görünen ilişkiye göre yorum yapmasının; tekil bireylerin gösterildiği fotoğraflarda ise kendinde uyanan hisse göre yorum yapmasının istenmesi. Yani, ilk aşamada gösterilen çiftlerin ilişkilerine göre çıkarım yapılması istenirken, ikinci aşamada fotoğraftaki kişinin katılımcıda uyandırdığı hisse göre cevap verilmesi istendi.
Sonuçta, fotoğraftaki bireylerin/çiftlerin yüzlerine daha fazla odaklanan katılımcıların, romantik aşk seçeneğini seçtiği görüldü. Cinsel arzu seçeneğinin seçildiği durumlarda ise katılımcıların daha uzun süreli olarak baktığı bölgenin yüzden ziyade vücut olduğu gözlemlendi.
Araştırma, her ne kadar ilk görüşte aşk ile ilgili yeterli bilimsel veri sağlamıyor olsa da, bir yabancıya karşı verdiğimiz otomatik tepkinin değişebildiğini gösteriyor. Ayrıca, aşk ile cinsel arzu arasındaki farkın, bireylerden yola çıkarak saptanmasının, kişinin kendini ifade şekline dayalı olduğu için zor olacağı belirtiliyor. Bu sebeple, ayrımın daha güvenilir bir şekilde yapılabilmesi adına geliştirilmesi mümkün olan, biyolojik göstergelere dayalı bir ölçüt için gelecek araştırmalara katkı sağlıyor.
Bolmont, M., Cacioppo, J. T., & Cacioppo, S. (2014). Love Is in the Gaze An Eye-Tracking Study of Love and Sexual Desire. Psychological science, 25(9), 1748-1756.