Yorucu bir iş günü ardından eve geldiğimizde çoğunlukla zihin yormayan aktiviteler tercih ederiz. Tüm günün yorgunluğu ile deneyimleyebileceğimiz bir yaşantı ego kaynaklarının tükenmesi, diğer bir deyişle ego boşalmasıdır. Bu tükenmişliği ise yorucu olmayan, eğlendirici aktivitelerle dengelemeye çalışırız. Televizyon, Internet ve sosyal medya, dinlenme zamanlarında başvurulan aktiviteler arasında en sıklıkla başvurulanlardan.
Bir araştırmada kişinin ego kaynakları tükendiğinde eğlendirici sosyal medyayı nasıl kullandığı ve bunun olası olumsuz etkileri inceleniyor. Leonard Reinecke ve arkadaşları’nın yaptıkları bu araştırmaya göre kişinin ego kaynaklarının tükenmesi öz-denetimin zayıflamasına katkıda bulunuyor; buna bağlı olarak bireyler zamanlarını eğlendirici medya kullanımı gibi aktivitelerle harcamaya daha yatkın oluyor. Diğer yandan bu bireyler eğlendirici sosyal medya kullanımını bir erteleme davranışı olarak algılıyor ve algılanan erteleme davranışı uzun vadede bireyde suçluluk duygusu uyandırabiliyor. Bu suçluluk duygusu ise rahatlama ve tekrar canlılık sağlama gibi amaçları olumsuz etkiliyor.
Özetle araştırma bulguları, gün sonunda rahatlamak için sosyal medya kullanımının bireyde erteleme algısı ve buna bağlı suçluluk duygusu uyandırabileceğine ve aslında sosyal medyanın beklenen rahatlamayı sağlamadığına işaret ediyor.
Reinecke, L., Hartmann, T., & Eden, A. (2014). The guilty couch potato: The role of ego-depletion in reducing recovery through media use. Journal of Communication, 64, 569-589