Son yıllarda araştırma sonuçlarının tutarlı bir şekilde ortaya koyduğu sonuçlardan birisi baş ağrısının psikolojik nedenlere bağlı olabileceğidir. Stres, kaygı gibi durumlar özellikle gerilim baş ağrıları ve migren için risk oluşturuyor. Yeni bir çalışma ise kişiler arası ilişkilere odaklanıyor ve bir başkasına bağlanmadan, bir başkası tarafından kabul edilmekten veya terkedilmekten korkmayı içeren kaygılı bağlanmanın baş ağrıları için risk faktörü olup olmadığını inceliyor.

ID-100112497Berry ve Drummond’un yaptığı çalışmada baş ağrısı şikayeti olan katılımcılar ile bu tip bir şikayeti olmayan katılımcılardan öncelikle şikayetleri ve psikolojik durumlarıyla ilgili ölçümler alınıyor. Sonrasında stresli bir mental test için bilgisayar karşısına geçiriliyor ve kendilerine beynin ön kısmına etki edecek  küçük bir elektrik şokun verileceği söyleniyor. Testten sonra katılımcılar sessiz bir odaya alınarak dinlenmeleri sağlanıyor ve bu dinleme aşamasında beynin ön kısmındaki ağrı bir mekanizma yardımıyla takip ediliyor.

Sonuçlar incelendiğinde, kaygılı bağlanma sergileyen kişilerin stres yaratan görevden önce ve sonra alın bölgelerinde daha fazla ağrı hissettikeri ve baş ağrılarının daha yoğun olduğu görülüyor. Bağlanma biçiminin migrenle ise bir ilişkisi bulunmuyor.

Bağlanma stilinin ağrılar üzerinde bir etkisi olabildiğini gösteren bu çalışma, fizyolojik nedeni bulunamayan birçok ağrının psikolojik temelli olabileceğini göstermesi açısından bu alanda çalışan uzmanlara yardımcı olabilir. Araştırmacılar, kaygılı bağlanan kişilerin güvenli bağlananlara nazaran ağrıya karşı daha duyarlı olabileceğini belirtiyor.

Detaylar için kaynak

Berry, J. K. M., Drummond, P. D. (2014). Does attachment anxiety increase vulnerability to headache? Journal of Psychosomatic Research, 76, 113-120.

RelatedPost