Depresyon günümüzde en yaygın ve en önemli ruhsal sorunlardan birisi. Tüm dünyada oldukça fazla kişiyi etkilediği bilinen depresyona kadınların erkeklere oranla daha eğilimli olduğu biliniyor. Buna karşın insanların kadın ve erkeklerin yaşadığı depresyona yönelik algılarında ise hatalar olabiliyor. Örneğin bir araştırma, erkek ve kadınların bir başkasındaki depresyon belirtilerini doğru bir şekilde algılayabilmenin cinsiyetle ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmada katılımcılar bir kadın bir erkek olmak üzere iki hayali kişiye ait hikaye okudular. Her iki hikaye de aynıydı. Sadece karakterlerden biri kadın diğeri erkekti. Karakterlerin, çeşitli depresif belirtiler gösterdiği anlatıldı (örneğin son zamanlarda kendini oldukça kötü hisseder, hiç bir şeyden zevk almaz…). Katılımcılardan, karakterin bir ruhsal sorunu olup olmadığına dair fikir yürütmeleri istendi.
Elde edilen sonuçlara göre hem erkekler hem de kadınlar, hikayedeki kadının ruhsal açıdan sorunları olduğunu belirtse de erkekler, hikayedeki erkeğin depresyon yaşadığını düşünmeye daha az eğilim gösterdi. Dahası, erkekler hikayedeki kadının durumunun oldukça zor olduğunu, yaşadığı sorunun ortadan kalkmasının daha zorlu olacağını düşündü. Ayrıca erkekler, hikayedeki kadının psikolojik yardım alması gerektiğini kadınlardan daha fazla önerirken hikayedeki erkek için hem kadınlar hem erkekler bu öneriyi aynı derecede yaptılar.
Araştırmacılar, ruhsal sorunlara yönelik algılarla ve psikolojik yardım aramayla ilgili olarak cinsiyet rollerinin önemli olduğunu belirtiyor.
Swami, V. (2012). Mental Health Literacy of Depression: Gender Differences and Attitudinal Antecedents in a Representative British Sample. PLoS ONE, (11): e49779 DOI: 10.1371/journal.pone.0049779