İyimserlik gerçekleri görebilme, düşünebilme ve peşinden gidebilmeyi içeren; olayların ilerleyeceğine, durum ve koşulların daha iyi bir şekilde gelişeceğine dair gerçekçi bir inanç taşımayı içerir. Yaratıcılık ise fikirler üretmek, çözüm yolu bulmak için kalıplardan çıkmayı gerektirir.
Yaratıcılık ve iyimserliğin hızlı değişen durumlara uyum sağlamayı kolaylaştırdığı biliniyor. İyimserlik aynı zamanda olumlu duygulara eşlik ediyor. İyimser insanların iyimser olmayanlara göre daha mutsuz oldukları bir gerçek. Ancak yaratıcılık için durum biraz farklı. Çünkü yaratıcılık, içinde bulunan durumla bağdaşamamakla ortaya çıkan bir memnuniyetsizliğe sebep olabilir ve kişiyi var olandan farklı yeni arayışlar içine sokabilir.
İspanya’da üniversite öğrencileri arasında yapılan bir araştırma, iyimser olmanın ve yaratıcılığın, psikolojik sorunlara karşı kişiyi koruyup korumadığını inceleyerek bu konuya yeni bir boyut getirmeye çalıştı. Bu araştırmaya göre iyimserliğe eğilimi olan kişilerin daha az depresfi belirtiler gösterdiği ve başkalarıyla ilişkilerde daha az zorluk yaşadığı ortaya çıktı. Araştırmaya göre yaratıcılık ise iyimserlik gibi koruyucu bir etkiye sahip değil. Ancak orta seviyede yaratıcı olan bireylerin çok yaratıcı ve en az yaratıcı olanlara oranla daha az psikolojik belirti gösterdiği de bulunan sonuçlar arasında. Kısaca iyimserlik bizi psikopatoloji geliştirme bakımından koruyor, ancak yaratıcılığın koruyucu etkisi üzerinde net bir bulguya rastlanmıyor.
Sanchez, O., Martin Brufau,R.,Mendez,F.X.,Corbalan,F.J.& Liminana,R.M.(2010) The Relationship between optimism, creativity and psychopathological symptoms in university students. Electronic Journal of Research in Educational Psychology, 8(3),1151-1178.