Kendimiz ve ilişkilerimizle ilgili çok farklı düşünce kalıpları geliştiririz. Bunlar duygular, düşünceler ve bedensel duyumlardan oluşan duyuşsal ve bilişsel yapılardır. Şema olarak da adlandırılan bu kalıplar, şayet olumlu olarak gelişmemişse, yaşam boyunca tekrarlanır ve kişinin tecrübelerinde birtakım olumsuz tutum ve davranışlar sergilemesine neden olabilir.  Bu yargı kalıplarımızın kökeninde, ebeveynimiz ve çevremizle erken yaşta geliştirdiğimiz ilişkilerdeki olumsuz yaşantılara maruz kalmamız ve psikolojik gereksinimlerimizin karşılanmaması yer alabilir. Ebeveynlerini soğuk, reddedici, aşırı kontrolcü olarak algılayan kişilerin olumsuz düşünce kalıpları geliştirebildiği görülür.

Kapçı ve Hamamcı da yaptıkları bir araştırmada,  ailenin ne derece işlevsel olduğunun psikolojik belirtilerle ilişkisini inceledi. Buna göre aile içindeki olumsuz bir işlev duygusal anlamda yalıtılmışlık, yetersizlik gibi bazı düşünce kalıplarını arttırdığı görüldü. Bu kalıpların da depresif belirtiler ve kaygı gibi bazı belirtileri oluşturmada etkili olduğu bulundu. Kısaca aile içinde olumsuz ilişki ve iletişim süreçlerinin olması, çeşitli olumsuz düşünce kalıplarının oluşmasına zemin hazırlayarak üniverite öğrencilerinin bazı psikolojik sorunlara yol açabiliyor.

Araştırma; düşünce kalıplarının gelişiminde, anne-baba ile çocuk etkileşimi ve aile yapısının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

Detaylar için kaynak

Kapçı, E., Hamamcı, Z.(2010).Aile işlevi ile psikolojik belirtiler arasındaki ilişki: Erken dönem uyum bozucu şemaların aracı rolü. Klinik Psikiyatri.13:127-136.

RelatedPost