Psikoterapi alanındaki gelişmelere bakıldığında son yıllarda EMDR kavramı hayli dikkatimizi çekiyor. Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme anlamına gelen EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing), Türkiye’de de önemli derecede ilerleme gösterdi. Bu alanı daha iyi anlayabilmek için Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Psikiyatri anabilim dalında görev yapan ve aynı zamanda EMDR Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Yrd. Doç. Dr. Önder Kavakçı ile bir sohbet gerçekleştirdik. Kavakçı, bize hem EMDR ile ilgili çalışmalarından, hem Türkiye’de EMDR Derneği’nin gerçekleştirdiği faaliyetlerden bahsetti. Kavakçı, travmatik yaşantıları olan kişilerin, aynı zamanda farklı psikolojik sorunlar yaşayan bireylerin EMDR’den nasıl yararlanabileceğini anlattı ve bu alanda çalışmak isteyen uzmanlara önemli bilgiler aktardı.
Selin Mısır: Son yıllarda psikoterapi alanında sıklıkla duymaya başladığımız bir kavram EMDR. Öncelikle EMDR nedir, kısaca açıklayabilir misiniz?
Önder Kavakçı: Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme anlamına gelen EMDR görece yeni bir psikoterapi yöntemi, psikopatoloji anlayışı, uygulaması diğer yaklaşımlardan biraz farklı. Temel bakış açısı olarak, psikiyatrik sorunların çoğunun yeterince işlenememiş yaşantılarımızdan kaynaklandığını ileri sürüyor. Örneğin bir çocuk bir şehirde bir köpek tarafından ısırıldığında, aradan yıllar geçse de köpeklerden korkmaya devam eder. Bu basit bir korku ya da kaçınma olarak kalmaz. Bir köpek gördüğünde aşırı korku ve kaçınma tepkisi gösterir. O köpeğe azıcık benzeyen, onu hatırlatan her şey tehlikeli olarak algılanır ve korku, tetikte olma ve kaçınma tepkileri yaratır. Uysal köpekler, yavru köpekler, oyuncak köpekler, olayın geçtiği yere benzeyen yerler, olayı anımsatan sesler, kokular vb. her şey ısırılma olayının yeniden yaşanmasına ve sanki o olayı yeniden yaşıyormuş gibi bir rahatsızlık yaşamasına neden olur. Yıllar sonra bir gün hastalar ısırılma anında olduğu gibi bir korku yaşadıklarında bu kez kendi duygularına karşı da duyarlılaşırlar. Kendi yoğun duyguları da korkutucu ve baş edilemez hale gelebilir. EMDR ile geçmişteki ısırılma olayı yeniden işlendiğinde, o gün oradaki köpek tehlikeliydi, tüm köpekler tehlikeli olmayabilir, o zaman küçük bir çocuktum, bugün erişkinim, baş edebilirim gibi olayın daha nesnel değerlendirmesine kavuşulur.
Normal bir beyin öğrenmeye açık yeniliklere dönük bir beyindir. Birey travmatize olduğunda hayatta kalmaya çalışan bir beyin durumuna geçer. Sürekli tehlike ve tehdit arar, algılar. Sürekli tetikte olduğu içinde normal sağlıklı tepkiler veremez. Kişi bir kez travmatize olduğunda geçmişte takılıp kalır. Geçmişin kurbanı olunduğunda bugüne odaklanamaz. EMDR kişiyi geçmişin kurbanı olmaktan kurtaran terapi yöntemlerinden biridir.
S.M: Bir EMDR seansında tam olarak ne yapılır, amaç nedir kısaca bahsedebilir misiniz?
Ö.K: Bir yerimiz yaralandığında bedenimizin onu iyileştirme gücü vardır. Eğer yaranın içinde bir kirlenme yoksa bedenimiz kolayca kendini onarır. Yarayı temizleme, pansuman yapma da dokunun kendini onarmasının önündeki engellerin kaldırılması durumudur. EMDR seansında da organizmanın kendi kendini iyileştirme gücünden yararlanılır, bu yapılırken eğer engeller, tıkayıcılar, EMDR diliyle söylersek “düğümler” varsa onlar kaldırılmaya çalışılır. Bize başvuran danışanlarda bugün yaşadığı sorunlarının kaynağı olabilecek yeterince işlenmemiş örseleyici (travmatik) yaşantılar ararız, sonra da bunları beynin yeniden işlemesine yardım ederiz. Yeniden işlenebildiğinde danışanın sorunları büyük ölçüde çözülür. Yapılan araştırmalar EMDR tedavisinden sonra danışanın kazanımlarının zaman içinde artarak devam ettiğini gösteriyor.
Özellikle travma ile ilgili beyin görüntüleme çalışmaları, travmatik (örseleyici) bir yaşantıdan sonra o yaşantıya ait bilginin beynin bir bölgesinde, özellikle de sağ beyin yarı küresinde, işlenmeden kaldığını, diğer anıların beyinde depolanmasında ise beynin bir çok bölgesinin işe karıştığını göstermektedir. EMDR ile göz hareketleri kullanarak beynin her iki yarım küresinin konuşması sağlanabilmekte ve bu anının diğer normal yaşantılar gibi değerlendirilebilmesi sağlanmaktadır.
EMDR terapisi sırasında ruhsal sıkıntının bugünkü ortaya çıkarıcıları, bu sıkıntının geçmişle bağlantıları çalışılır, ardından da gelecekte oluşabilecek benzer sıkıntılarla baş etmek içi hasta kuvvetlendirilir.
S.M: EMDR’ın alana getirdiği en önemli yenilik veya katkısı ne oldu?
Ö.K: Geleneksel psikoterapi yöntemlerine göre daha hızlı iyileşme olanağı sağlaması, belirtiyi bastırma, ya da alışma yerine sorunun kaynağına inerek çözüm sağlaması, beyin çalışma mekanizmalarına dayanarak hastanın kendi kendini iyileştirmesini sağlaması temel farklılıkları olarak söylenebilir. Birçok terapiden farklı olarak yalnızca düşünceler ya da duygularla çalışmakla kalmaz, EMDR aynı zamanda beden ile de çalışılır. Somatoform bozukluklardaki başarısı da bundan kaynaklanıyor sanırım.
S.M: Genelde travma sonrası stres bozukluğunda EMDR ile çalışılıyor. EMDR’nin özellikle bu alanda çok sık kullanılmasının sebebi nedir?
Ö.K: Başlangıç döneminde göz hareketlerinin olumsuz yaşantıların bireyde oluşturduğu rahatsızlığı, duygusal yoğunluğu giderdiği bulundu. Buradan çıkılarak özellikle travma sonrası stres bozukluğunda (TSSB) yoğun olarak çalışıldı ve etkinliği kanıtlandı. Şimdilerde TSSB’de en etkili, en hızlı iyileşme sağlayan tedavi yöntemi olarak kabul ediliyor ve diğer yöntemlere göre de tedaviyi bırakmak zorunda kalan hasta sayısı oldukça düşük.
S.M:Peki travma dışında hangi alanlarda EMDR etkili bir yöntem olarak kullanılıyor?
Ö.K: Bugün EMDR birçok psikiyatrik bozuklukta deneniyor, olumlu olgu bildirimleri, çalışma sonuçları var. Ancak henüz TSSB dışında onaylanmış değil. Araştırmalar arttıkça diğer alanlarda da etkinliği kanıtlanacak. Örneğin son dönemlerdeki araştırmalar depresif bozuklukların önemli bir bölümünün olumsuz yaşantılarla, çocukluk çağı travmatik yaşantılarıyla bağlantılı olduğunu gösterdi. Bir grup araştırmacı da bu olumsuz yaşantılar ve çocukluk çağı travmaları üzerinde ve onlardan kaynaklanan olumsuz benlik inançları üzerinde EMDR uyguladı. Hastaların “çaresizim, yetersizim, baş edemem, değersizim” gibi olumsuz şemalarının düzeltilmesi sağlandı. Bu hastalarda depresyonun düzelmesinin yanında, tekrar hastalanma oranlarının da düştüğü görüldü. Tabii bunlar çok yeni araştırmalar, örneklem sayıları çok küçük, daha çok araştırma yapıldıkça çok daha güzel sonuçların çıkacağını düşünüyorum.
S.M.: Bazı çalışmalarınızda EMDR’nin fibromiyalji rahatsızlığında kullanımını anlatıyorsunuz.
Ö.K.: Biz kronik ağrılı bozukluklar ile travmatik yaşantılar üzerindeki araştırmalardan yola çıktık. Travmatik yaşantıların çeşitli hormonal ve fizyolojik sonuçları var. Migren, fibromiyalji, diğer kronik sebebi tam olarak ortaya konulamamış ağrılı durumlarda sağlıklı bireylere göre çok daha fazla travmatik yaşantı tanımlanıyor. Bu yaşantılar kronik ağrıya yatkınlık oluşturuyor. “Bu travmaları tedavi edersek ağrı düzelir mi” sorusuna yanıt aradık. Sınırlı sayıda hastaya 5 ile 8 seans arasında EMDR ile travma terapisi yaptık. Ağrılarında, yaşam kalitelerinde, depresyon puanlarında belirgin düzelme oldu. Bu hastaları halen izliyoruz ve iyilik halleri sürüyor. Daha uzun süreli çalışmalarla ağrılarında daha da düzeme olabileceğini düşünüyorum. Emre Konuk ve arkadaşlarının yakınlarda bir makalesi yayınlandı, onlar da migren ağrılarında belirgin düzelme sağladıklarını bildirdiler. Hastalarının migren ataklarında, ağrı şiddetinde, ilaç kullanım miktarında, acile başvurularında belirgin azalma sağlanmış.
Bunların yanı sıra, EMDR ile panik bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu, sınav kaygısı, dissosiyatif bozukluklar, diğer somatoform bozukluklarda da olumlu bildiriler var. Hollanda’dan iki araştırmacı TSSB’si olan şizofreni hastalarında EMDR uygulaması ile belirtilerde belirgin azalma bildirdi. Şizofreni tam tedavi olmasa da önemli derecede belirti azalması sağlanabildi. Bunlar çok umut veren sonuçlar.
S.M.: Peki EMDR tedavisinde kısa sürede etkili sonuç alınabiliyor mu yoksa tedavi uzun döneme mi yayılıyor?
Ö.K.:Bozukluğun özelliğine göre tedavi süresi değişiyor, erişkinlik dönemine ait tek bir travmatik yaşantıda, örneğin bir trafik kazası sonrası gelişen bir TSSB’da birkaç seans yeterliyken, çocukluk döneminden kaynaklanan sorunlarda, örneğin çocukluk cinsel travmalarında aylarca çalışmak gerekebiliyor. Ama bir çok başka terapi yöntemi ve ilaçlara göre daha kısa zamanda ve daha kalıcı sonuçlar elde etmek mümkün. Önceden dirençli dediğimiz birçok olguda olumlu sonuçlar var.
S.M.: Türkiye’de EMDR derneğinin gerçekleştirdiği bazı önemli çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Ö.K.: EMDR derneği henüz bir yaşında. Bir sempozyum gerçekleştirdik. Meslektaşlarımızın EMDR bilgisinin ve becerisinin gelişmesi için eğitimler düzenliyoruz. Bu alandaki temel kaynakların Türkçe’ye kazandırılması çalışmalarına başladık, çeviriler yapılıyor. Bir bülten çalışması başlattık, ileride hakemli bilimsel bir dergiye dönüşsün istiyoruz. EMDR’nin yeterli donanımı olmayan kişiler tarafından öğretilmesi ve yanlış uygulamaların olmaması için çalışıyoruz. Danışanların yeterli eğitimi olmayan kişilerden zarar görmesini engellemek için, eğitimli terapistlerimizin isimlerini ve eğitim düzeyini dernek sitemizde yayınlıyoruz.
S.M.: EMDR tekniğini kullanmak için belirli bir eğitimden geçmek sanırım çok önemli. Bu konuda eğitim almak isteyen uzmanlar Türkiye’de nerelere başvurmalı?
Ö.K.: Travma çalışması için yeterli eğitim çok önemli, yoksa hastaya zarar verilebilir. EMDR keşfedilmeden önce, İsrail’de yapılan bir araştırmada ilginç bir sonuç var; savaşla ilgili travması olan kişilere bir grup uzman terapi yapıyor. Terapilerden sonra hastalar ve terapistler sonuçlardan çok memnun olduğunu bildiriyor. Bir kaç ay sonra tedavi alan hastalar tekrar değerlendirildiğinde, bu terapiden geçenlerin hiç terapi almayanlara göre çok daha fazla olumsuz belirtileri olduğu saptanıyor. Bu çalışmanın bize öncelikle söylediği; her terapi etkin değil hatta olumsuz sonuçları bile olabilir. İkincisi, yeterli eğitimi, donanımı olmayan kişilerin başarısız EMDR uygulamaları sonucu bir daha EMDR ile çalışmak istemeyen travma hastaları var. İnternette bu kişilerin videolarını bulabilirsiniz. EMDR eğitimi almak isteyen profesyonellerin EMDR Derneği web sayfasından duyuruları izlemesini öneririm. EMDR eğitimi verdiğini iddia eden kişilere “uluslararası kabul görmüş bir EMDR eğiticisi” olduklarını gösterir sertifikalarının olup olmadığını sormalarını salık veririm.
Detaylar için bazı kaynaklar:
Kavakçı, Ö., Kaptanoğlu, E., Kuğu, N., Doğan, O. (2010).EMDR Fibromiyalji tedavisinde yeni bir seçenek olabilir mi? Olgu sunumu ve gözden geçirme. Klinik Psikiyatri. 13. 143-151.
Kavakçı, O., Doğan, O., Kuğu, N.(2010). EMDR (Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme): Psikoterapide farklı bir seçenek. Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, 23, (3).
Kavakçı, O., Semiz, M., Kaptanoğlu, E., Özer, Z. (2012).Fibromiyaljide EMDR’nin etkinliğinin araştırılması: Yedi olguyu içeren bir klinik çalışma. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 13. 75-81.
Kavakçı, O., Yıldırım, O., Kuğu, N.(2010). Travma sonrası stres bozukluðu ve sınav kaygısı için EMDR: Olgu sunumu. Klinik Psikiyatri.13, 42-47.