Bireyin yaşlılık döneminde sosyal rol, ekonomik durum, sağlık ve aile yapısında yaşadığı değişiklikler, kendisini umutsuz ve yalnız hissetmesine sebep olabilir. Bu duygular da zaman zaman yerini depresyona bırakır. Ancak huzurevinde yaşayan yaşlıların depresyon açısından, evde yaşamlarını sürdürenlere oranla daha riskli olduğu biliniyor. Bakalım Türkiye’de bu konuda yapılan bir araştırma neler söylüyor.
Varma ve ekibinin gerçekleştirdiği çalışmada araştırmacılar depresyonun huzurevindeki yaşlılarda görülme sıklığını ve risk faktörlerini incelemek için Denizli huzurevinde yaşayan bir grup yaşlınına bilişsel performanslarını, depresyon ve kaygı seviyelerini, psikiyarik belirtileri ölçtü. Bunun yanında katılımcıların günlük yaşamlarıyla ilgili pek çok bilgi topladı.
Yapılan çalışmanın sonucuna göre, huzurevinde incelenen yaşlıların yaklaşık % 42’sinde depresyon görüldüğü; ayrıca kronik hastalık ve günlük kullandığı ilaç sayısı fazla olan yaşlılarda depresyon görülme riskinin daha yüksek olduğu saptandı. Bunun yanında kadınların, yaşı daha küçük olanların ve eğitim seviyesi daha yüksek olanların depresyon açısından daha riskli grup oldukları görüldü. Ortaya çıkan bir diğer sonuç da depresyon yaşayan yaşlılar arasında bilişsel sorunların, yani hafıza, hatırlama gibi alanlarda yaşanan sıkıntıların, depresyon yaşamayan yaşlılarla kıyaslandığında daha fazla olması. Son olarak kadınların erkeklere oranla depresyon dışında kaygı düzeylerinin daha yüksek olduğu ve bilişsel performanslarının daha düşük olduğu gözlendi.
Risk faktörü oluşturan bu özelliklere sahip olan yaşlıların psikolojik durumlarının dikkatle değerlendirilmesiyle daha sağlıklı bir yaşlılık dönemi geçirmelerine katkı sağlanabilir.
Varma, G. S., Oğuzhanoğlu, N. K., Amuk, T. & Ateşçi, F. (2008). Huzurevindeki yaşlılarda depresyon sıklığı ve ilişkili risk etmenleri. Klinik Psikiyatri, 11; 25-32.