Olumlu duyguların, özellikle de gülümsemenin bulaşıcı olduğu bilinir. Birisi mutluluk ifadesi gösterdiğinde biz de etkileniriz. Taklit etme ile ilgili yapılan çalışmalar, etkileşime girdiğimiz kişi, kendi davranışlarımıza benzer davranışlar gösterdiğinde mutlu olduğumuz yönünde. Peki bu taklit etme, duygular için de geçerli olabilir mi?
Kühn öncülüğündeki araştırmacı grubu, karşımızdakiyle benzer duyguları yaşadığımızda mutlu olacağımız, farklı duygularda olduğumuzda ise bunun çelişki yaratacağı ve hoşumuza gitmeyeceği düşüncesinden yola çıkarak bir deney gerçekleştirdi. Önce katılımcılardan onları çok mutlu ve çok mutsuz eden en son olayları düşünmeleri ve bunları not etmeleri istendi. Ekranda “Mutlu” veya “Üzgün” ifadesini her gördüklerinde “Rahat” ifadesini görene kadar yüzlerinde bu ifadeyi sergilemeleri söylendi. Bunun dışında mutlu ve üzgün duygu ifadeleri olan yüz fotoğrafları katılımcılara 10 saniye boyunca gösterildi. Bu sayede araştırmacılar, katılımcıların kendi yüz ifadeleri ile gösterdikleri fotoğraflardaki ifadelerin örtüşüp örtüşmediğini de inceledi.
Sonuçlar, kendisi ile aynı duygu ifadesini gören katılımcıların, kendilerini o kişiye daha yakın hissettiklerini gösterdi. Bu duygunun mutlu veya üzgün olması ise durumu değiştirmedi. Bu benzerliğin, beyindeki olumlu duygu ve ödül alma ile ilişkili bölgeleri harekete geçirdiği ve bu sayede kişiyi tatmin ettiği görüldü. Kendi duyguları ile karşısındakinin duygularının uyuşmamasının ise beynin planlama, organizasyon ve düzenleme gibi işlevleriyle ilişkili bölgesini harekete geçirdiği görüldü.
Bu sonuçlar taklit mekanizmasının davranışlarda olduğu gibi duygu ifadelerinde de geçerli olabileceğini gösteriyor. Etkileşime girdiğimiz kişiyle benzer duyguları göstermenin olumlu duygularımızı arttırdığı söylenebilir.
Kühn, S., Müller, B. C. N., van der Leij, A., Dijksterhuis, A., Brass, M., & van Baaren, R. B. (2011). Neural correlates of emotional synchrony. Social Cognitive and Affective Neuroscience, 6, 368-374.