Her ne kadar fiziksel ve ruhsal sağlığımız üstündeki etkileri tartışılsa da, gün be gün yeni bir teknolojik gelişmeyle ve yeni bir ürünle karşılaşır olduk. Farklı  ihtiyaçları karşılayan ev gereçleri, bilgisayar donanımları, güvenlik sistemlerinin yanı sıra, sosyal iletişim kanalları giderek yaşamımızda daha çok yer edinmeye ve vazgeçilmez olmaya başladı.

Facebook, twitter gibi sosyal paylaşım siteleri, bloglar, chat odaları, akıllı cep telefonları ve cebimizde taşıdığımız internet…Hepsi geleneksel iletişim ve yaşam gereçlerinin; örneğin saatlerin, takvimlerin, ajandaların, fotoğraf makinelerinin, haritaların, gazete ve dergilerin neredeyse önüne geçmiş durumda. Elbette her teknolojik ürün ve her uygulamanın bizde yarattığı etki birbirinden farklı. Burada, son yılların en yaygın iletişim araçlarından birine – cep telefonlarına – ve cep telefonlarının kullanımındaki kişisel farklılıklara bir göz atalım.

Türkiye, cep telefonu kullanım yaygınlığı açısından en üst sıralarda yer alan ülkelerden. Son istatistiklere göre cep telefonu kullanım oranı % 97 civarında. Yeni uygulamalar piyasaya sürüldükçe, bu uygulamalara sahip olma ve yeni ürünleri talep etme konusunda da oldukça istekliyiz. Özellikle internetin devreye girmesiyle akıllı telefonları her an her yerde çeşitli amaçlar için kullanmaya ve dünyada olup bitenlerden anında haberdar olmaya başladık. Hatta pek çoğumuz, GSM operatörlerinin farklı avantajlarından yararlanmak veya iş ile özel yaşamı birbirinden ayırmak için birden fazla cep telefonu taşımaya başladık.

Gerçekten de cep telefonlarının bize sağladığı özellikler yaşamımızı kolaylaştırıyor, acil durumlarda müthiş bir ihtiyacı karşılıyor, bizi eğlendiriyor, anlık video ve fotoğraf gibi paylaşımlara izin veriyor, satın alacağımız bir ürünü araştırmamıza, var olan sosyal ilişkilerimizi geliştirmemize ve yeni ilişkiler kurmamıza yardımcı oluyor. Aslında cep telefonları henüz çok fazla yaygınlaşmadan önce daha çok iş ve profesyonel amaçlı kullanılıyorken; günümüzde özellikle sosyalleşme ve yaşamı yönetme, insanların cep telefonlarını kullanım amaçlarının başında geliyor.

Cep telefonlarının etkileri üstünde çeşitli araştırmalar yapan Wei ve Lo, insanların cep telefonlarını kullanım amaçlarının “haz alma” ile yakından ilgili olduğunu vurguluyor. Örneğin araştırmacılar, başkalarına yakınlık duyma hazzının, ailemizi cep telefonu ile arama sıklığımızı arttırdığını; sosyal fayda hazzının ise cep telefonunu sosyal amaçlarla kullanma sıklığımızı arttırdığını ortaya koyuyor. Yani farklı hazlar farklı ihtiyaçları ve dolayısıyla farklı kullanım amaçlarını doğuruyor. Araştırmacılar bunun yanında çok fazla sosyal olmayan kişilerin ise cep telefonlarını sosyal amaçlar için daha az kullandıkları sonucuna ulaşıyor. Ancak bu kişilerin cep telefonunu bir aksesuar olarak algılayıp, ona gösteriş amacıyla sahip olmayı tercih ettikleri görülüyor. Yani sosyalleşme açısından günlük yaşamda çok başarılı olamayan kişiler, kendilerini cep telefonu ile “sosyalmiş gibi” gösterme eğiliminde oluyor. Araştırmacıların ulaştığı bir diğer sonuç, kadınların cep telefonunu daha çok ailelerine duydukları yakınlığı göstermek amacıyla, erkeklerin ise daha çok bilgiye ulaşma gibi işlevsel amaçlarla kullanmayı tercih etmesi.

Ramirez öncülüğünde yapılan bir çalışmada ise, cep telefonlarının ait olma duygusu ile yakından ilişkili olduğu görülüyor. Buna göre özellikle gençler, cep telefonları ile iletişim kurduklarında sevilme, değer verilme, popüler olma gibi duygular içinde olduklarını belirtiyor ve bu nedenle ait olma ihtiyaçları cep telefonu ile tatmin ediliyor. Araştırmada ayrıca, cep telefonu olmayan gençlerin akranları tarafından olumsuz olarak algılandığı görülüyor. Cep telefonuna sahip olmak, özellikle gençler arasında belirli bir gruba katılımın şartı gibi görülüyor ve onlara bir nevi kimlik kazandırıyor; cep telefonu olmayanlar ise dışlanma hissedebiliyor.

Cep telefonu kullanımında bireysel farklılıklar da oldukça önemli. Örneğin araştırmalar, dışa dönük kişilerin cep telefonuyla daha uzun süre konuştuklarını, cep telefonuna bağımlılık geliştirme riskinin ise içe dönük kişilere oranla daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ayrıca  başkaları tarafından kabul edilme isteği yüksek kişiler arasında cep telefonu bağımlılığının yaygın olduğu biliniyor. Dona ve Fraser Reid’in yapmış olduğu bir çalışma, yalnızlık ve sosyal kaygı yaşayan kişilerin, gerçek kimliklerini cep telefonundan mesajlaşarak daha kolay ifade ettiklerini ve böylece sosyal ilişkilerinin geliştiğini gösteriyor. Yani mesajlaşma bir bakıma, sosyal kaygısı yüksek ve sosyal açıdan başarılı olamayan kişilerin kendilerini ifade etme ve başkalarıyla ilişki kurma ihtiyaçlarını tatmin ediyor denilebilir.

Önceleri kullandığımız sabit telefonların yerini alan mobil telefonların, anlık ve kolay ulaşım sağlayarak, sosyal ilişkilerin devamlılığını sağladığını, aile üyeleri arasındaki bağları kuvvetlendirdiğini söyleyebiliriz. Bunun yanında bazı kişilerin cep telefonunlarının açık olduğunu bilmeleri ve istedikleri zaman yakınlarıyla iletişim kurabilecekleri düşüncesi, yalnızlık ve kaygı hissini azaltıyor. Yani, cep telefonlarını psikolojik olarak yakın çevrelerinden biri olarak görenler, onlara sembolik bir yakınlık hissediyor. Bu nedenle, yanlarına almayı unuttukları zamanlarda, kendilerini güvende hissetmeyerek kaygılanıyorlar. Sizin de cep telefonunuzu evde unuttuğunuzda kaygı, belirsizlik ve boşluk hissettiğiniz, hatta mutsuz olduğunuz zamanlar olmuştur.  Ayrıca muhtemelen pek çoğumuz cep telefonlarımız olmadan verimli çalışamayacağımızı, bazı işlerimizi halledemeyeceğimizi düşünüyoruz. Yeni nesil ise cep telefonsuz bir yaşamın nasıl olduğunu hayal bile edemiyor.

Kısaca, başkalarıyla zaman ve mekandan bağımsız olarak sürekli bir psikolojik ve fiziksel bağ oluşturmamıza yardım ettiği için cep telefonlarını seviyor ve yoğun olarak kullanmayı tercih ediyoruz. Başkalarıyla ilişki kurmak, en temel psikolojik ihtiyaçlarımızdan. Cep telefonları da diğer pek çok teknolojik araç gibi bu ihtiyacımızı karşılamaya yardımcı oluyor ve sonuç olarak doğruluğu tartışılagelen bu yerleşmiş düzen, herkesin bir telefon sahibi olmasını  zorunlu kılıyor. Sağladığı tüm avantajlara rağmen telefonların herkese açık yerlerde veya eğitim ortamlarında uygunsuz şekilde kullanılması insanları rahatsız edebiliyor; aşırı kullanım ekonomik sorunlara neden olabiliyor; bunun yanında uyku düzeni, dikkat ve motivasyon gibi sıkıntılara yol açarak fiziksel ve ruhsal sağlığımızı olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle tüm teknolojik gereçlerin olduğu gibi cep telefonlarının da aşırı ve sorunlu kullanımı, bazı davranışsal ve duygusal sorunları da beraberinde getirmesi nedeniyle dikkatli ve bilinçli olmayı gerektiriyor.

 

Detaylar için kaynaklar

Reid, D., & Reid, F. (2004). Insights into the social land psychological effects of SMS text messaging. Retrieved from
http://www.160characters.org/documents/SocialEffectsOfTextMessaging.pdf

Srivastava, L. (2005). Mobile phones and the evolution of social behaviour. Behaviour and Information Technology, 24, 111-129.

Takao, M., Takahashi, S., & Kitamura, M. (2009). Addictive personality and problematic mobile phone use. CyberPsychology & Behavior, 12,  501-507.

Wei,R.,  and Lo, V. (2006).  Staying connected while on the move : Cell phone use and social connectedness. New Media & Society, 8, 53-72. doi: 10.1177/1461444806059870.

RelatedPost