Artık bilinen bir gerçek ki hepimizin zaman zaman kaygı yaşaması oldukça doğal. Kaygı, aslında bizi tehditlere karşı koruyan, başarılı olmak ve amaçlarımıza ulaşmak için motive eden, sorunlarla baş etmemize yardımcı olan bir duygu durumu. Ancak yaşadığımız kaygının seviyesi yükseldikçe, olumsuz bazı sonuçlar da ortaya çıkıyor.

Sınav kaygısı için de benzer şeyleri söyleyebiliriz. Öğrencilerin,  performanslarının değerlendirildikleri ortamlarda kaygı yaşaması doğal. Bir yazılı veya sözlü sınava girme, topluluk önünde konuşma yapma, sınıfta sunu yapma gibi durumlar bu ortamlara örnek olarak verilebilir. Pek çok kişi bu durumla kendine has yöntemlerle baş edebilirken, bazıları için bunu söylemek güç. Çünkü kimi öğrenci, kendisi için önemli olan bu performans değerlendirmesinde kaygı seviyesini kontrol etmekte zorlanır.

Başarısız hissetme, aile baskısı ve öğretmenin tehditleri kaygıyı tetikliyor

Sınav kaygısı ile ilgili kuramsal çalışmalar, bu kaygının genellikle başarısızlık korkusu, başkaları tarafından olumsuz değerlendirilme korkusu gibi faktörlerle bağlantılı olduğunu gösteriyor. Bunun yanında kendine olan güven düzeyi, benlik saygısı gibi bireysel özellikler de sınav kaygısında önemli. Örneğin İngiltere’de araştırmacılar Putwain ve arkadaşları, özellikle kendini akademik anlamda yetersiz gören öğrencilerin sınavlarla ilgili daha fazla kaygı ve gerginlik yaşadığına dikkat çekiyor. Bazı öğrenciler yeterli niteliklere sahip olsa bile kendilerini başarısız görme eğilimde olabiliyor. Bu da öğrencilerin bir sınavda başarısız olma korkusunu ve dolayısıyla sınav kaygısını tetikleyebiliyor. Yani, akademik yetkinlik algısı, sınav kaygısında oldukça önemli bir etken. Bu veriler uzmanlara, öğrencilerin  kendilerini olduklarından daha az yetkin görüp görmediklerini ve eğer algıları gerçekçi değilse bununla ilgili ne gibi çalışmalar yapılabileceğine odaklanmak konusunda önemli bilgiler sağlıyor.

Aynı araştırma ayrıca anne ve babadan gelen baskının yüksek kaygıyla ilişkili olduğuna işaret ediyor. Öğrenci üstünde aile ne kadar baskı kurar ve ondan yüksek beklentiler içine girerse, kaygı seviyesi de o kadar artıyor. Anne ve babanın baskısı ve yüksek beklentilerinin sınav kaygısıyla olan ilişkisine bakarak, baskı yerine destekleyici yaklaşımın tercih edilmesinin ne kadar önemli olduğu görülüyor.

Yine yakın zamanda yapılan bir araştırmada Stowell ve arkadaşları, aşırı kaygının sınav sırasındaki duyguları olumsuz yönde etkilediğini ortaya koyuyor. Olumsuz duyguların, en çok sınavdan önce ve sınav sırasında ortaya çıktığı ve bu olumsuz duyguların tüm sınav günü boyunca psikosomatik birtakım belirtiler (karın ve baş ağrısı, terleme gibi) şeklinde kendini gösterdiği biliniyor.

Öğretmenlerin yaklaşan bir sınavla ilgili sınıf içinde verdiği bilgiler ve bunları paylaşma şekli de sınav kaygısını etkilemesi bakımından oldukça önem taşıyor. Araştırmacılar Putwain ve Best’in yeni yayınlanan bir çalışması buna örnek. İlkokulda yapılan bu araştırmada, öğretmenler öğrencilerine sınavdan önceki hafta sınavın ne kadar zor olduğu, sınav tarihinin yaklaştığı, o sınava çok çalışmak gerektiği ve sınav sonuçlarının aileleri tarafından görüleceğini söylediğinde, yani öğrencilerde bir nevi “korku” uyandırdıklarında, öğrencilerin daha fazla sınav kaygısı yaşadığı ve sınav notlarının daha düşük olduğu görülüyor.

Kaygıyla baş etme teknikleri işe yarayabilir

Sınav kaygısı, öğrencinin performansını düşürebilir, motivasyonunu kırabilir, dikkatini dağıtabilir. Aşırı kaygı yaşayan öğrenci sınava çalışmakta zorlanır, sınav sırasında ise gerçek performansını ortaya koymakta güçlük çeker; örneğin bildiklerini unutur veya kafası karışır. Bir süre sonra öğrenci kendine olan güvenini yitirebilir ve hatta kendiyle ilgili olumsuz duygular içine girebilir.

Sınav kaygısıyla baş etmek için elbette her öğrenci kendisine en uygun baş etme biçimini bulacaktır. Etkili olduğu bilinen bazı baş etme stratejisi çalışmalarına göz atalım.

Bu konuda yapılan çalışmalardan birinde Dr. Ramirez ve Dr. Beilock, korku ve kaygıların bir yazma egzersizi ile azaltılabildiğini ortaya koyuyor. Araştırmacılar, öğrencilerin bir sınav öncesinde o sınavla ilgili kaygı ve korkularını, bu duygulara yol açan durum ve düşünceleri 10 dakika boyunca yazmalarını teşvik ediyor. Araştırmaya göre bu yazma etkinliği, öğrencilerin sınavdan önce kaygılarını boşaltmalarına ve rahatlamalarına yardımcı oluyor. Ayrıca araştırma sonunda öğrencilerin sınav notlarında artış olduğu görülüyor. Dr. Ramirez ve Dr. Beilock, sınavdan önce sınav ortamında bulunmanın ve sınavı beklemenin kaygıları daha çok tetiklediğini vurguluyor ve bunları kaleme almanın rahatlama getirebildiğini belirtiyor. Bu tarz duygu ve düşüncelerini yazılı olarak ifade etme etkinlikleri, aslında sadece sınav kaygısında değil sosyal kaygı, depresyon, takıntılar, fobiler gibi pek çok duygusal sıkıntı ile baş etmede kullanılan etkili bir yöntem.

Rahatlama tekniklerinin de sınav kaygısını azalttığı biliniyor. Shobe ve arkadaşları yaptıkları çalışmada, matematik sınavından önce bir grup öğrenciye sınıf içinde kısa süreli bir rahatlama egzersizi uygulaması yaptırıyor. Uygulama daha çok kasların gevşetilmesi ve nefes egzersizi üstüne kuruluyor. Çalışma sonuçları, rahatlama uygulamasını alan öğrencilerin matematik sınavı ile ilgili kaygılarında, bu uygulamayı almayan öğrencilere göre düşüş olduğu gözleniyor. Dolayısıyla daha önce de pek çok araştırmada etkili olduğu kanıtlanan rahatlama, gevşeme etkinliklerinin sınav kaygısını azaltmada yardımcı olabileceği bir gerçek.

Son olarak olumlu duygu ve düşüncelerin arttırılması ve dolayısıyla kendine güvenin arttırılmasına yönelik çalışmaların da sınav kaygısını azaltmada etkili olduğunu görüyoruz. Nelson ve arkadaşlarının gerçekleştirdiği bir araştırmada, üniversite öğrencilerinden, daha önce herhangi bir sorunla başarılı bir şekilde baş ettikleri durumları düşünmeleri ve bunları yazıya dökmeleri isteniyor. Yani öğrenciler olumlu bir tecrübeyi ve bununla özdeşleşmiş olumlu duyguları anlatıyorlar. Araştırma sonunda bu öğrencilerin, benzer bir uygulama yaptırılmayan öğrencilere oranla daha az kaygı yaşadıkları görülüyor. Sonuçta öğrenciler olumlu yaşantılara odaklandıklarında, daha olumlu düşünceler içine giriyor ve daha iyi hissediyorlar. Bunlar da sınva kaygısını azaltmada etkili oluyor.

Görüldüğü gibi sınav kaygısını tetikleyen pek çok etken yanında, bu sorunla baş etmek üzere etkili olabilecek farklı yöntemler var. Öğrenciler, aileler, eğitimciler ve uzmanlar için önemli olan sıav kaygısına katkı yapan faktörleri belirlemek, her öğrencinin birbirinden farklı olduğunu kabul etmek ve kişiye uygun programlar geliştirmektir. Eğer kaygı, öğrencinin ders çalışmasını, akademik performansını, fiziksel sağlığını ve yaşamının diğer alanlarını lumsuz etkiliyor ve öğrenci bununla başa çıkamıyorsa, profesyonel bir yardım almak doğru bir yaklaşım olacaktır.

 

Detaylar için kaynaklar

Nelson, D. W., & Knight, A. E. (2010) The power of positive recollections: Reducing test anxiety and enhancing college student efficacy and performance. Journal of Applied Social Psychology, 40(3), 732-745.

Putwain, D. & Best, N. (2011) Fear appeals in the primary classroom: effects on test anxiety and test grade. Learning and Individual Differences, 21 (5). 580-584.

Ramirez, G., & Beilock, S. L. (2011). Writing about testing worries boosts exam performance in the classroom. Science, 331, 211-213.

Shobe, A., A. Brewin, & S. Carmack, (2005). A Simple Visualization Exercise for Reducing Test Anxiety and Improving Performance of Difficult Math Tests. Journal of Worry and Affective Experience, 1, 34–52.

Stowell, J. R., Tumminaro, T., & Attarwala, M. (2008). Moderating effects of coping on the relationship between test anxiety and negative mood. Stress and Health, 24, 313-324.

RelatedPost