Dünyada ve ülkemizde son yılların en gözde mesleki alanlarından biri hiç kuşkusuz psikoloji. Medyada psikologlar ve psikolojik danışmanların gün geçtikçe daha çok yer aldığını, bu alanda yayımlanan kitapların çoğaldığını, özellikle gelişmiş kentlerde psikolojik yardım merkezleri sayısının git gide arttığını ve halk arasında psikoloji ve onunla ilgili kavramları temsil eden sözcüklerin daha yaygın olarak kullanıldığına şahit oluyoruz. Peki bu gelişmeler olurken insanlar arasında psikolojik yardım almayla ilgili ne düşünüyor? İnsanlar sorunlarını çözmek için neler yapıyor ve kimlerden yardım alıyor?
Son yıllarda üniversite öğrencileri ile gerçekleştirdiğimiz bir dizi çalışma, bize Türkiye’de psikolojik danışma ve psikolojik yardımla ilgili algılara dair birtakım ipuçları sağladı. Üniversite öğrencilerinin yaşadıkları psikolojik sorunları, psikolojik yardıma ve yardım almaya nasıl baktıklarını, sorunları ile nasıl başa çıktıklarını ve kimlerden yardım aldıklarını araştırdık. Gelin araştırmaların sonuçlarına bir göz atalım.
Ancak travma yaşarsam psikolojik yardım alırım
Çalışmalarımızdan biri, üniversite öğrencilerinin özellikle sosyal ilişkilerde zorluk çektikleri, uyumla ilgili önemli sıkıntılar, aşırı kaygı ve aynı zamanda yalnızlık gibi kişisel sorunlar yaşadıklarını gösteriyor Bu sorunlarla baş etmek için öğrencilerin tercihlerini genellikle profesyonel olmayan yardım kaynaklarından yana kullandıklarını gözlemliyoruz. Yani öğrencilerin aile ve arkadaşlar gibi yakın ilişkileri aracılığıyla sorunlarını çözmeye eğilimli oldukları ortaya çıkıyor. Profesyonel bir uzmandan yardım almayı ise ancak ‘tüm hayatlarını derinden etkileyecek ağır bir travma’ sonrasında veya gerçekten çok önemli diye adlandırdıkları bir sorun yaşadıklarında düşünebileceğini belirtiyorlar. Öğrenciler, kendi ifadelerine göre ‘ufak tefek’ sorunların üstesinden aile ve arkadaşlarının desteğiyle gelebildiklerini düşünüyorlar.
Toplumda psikolojik yardım alanlara anormal olarak bakılıyor
Araştırma sonuçlarımıza göre öğrenciler sorunlarını kendi başına çözmeyi tercih ediyor; çoğu zaman sorunların üstünü örtüp görmezden gelerek çözmeye çalışıyor. Yardım arama davranışının önündeki en büyük engelse, katılımcıların sorunlarını “başa çıkılabilir” bulması ve “başka birine kendilerini açma konusunda isteksiz” olmaları. Toplumda psikolojik yardımla ilgili düşüncelerin neler olduğunu incelediğimizde ise öğrenciler hala insanların psikolojik yardım alanlara deli gözüyle bakıldığını, bu yüzden büyük bir mesafe olduğunu belirtiyor. Ayrıca öğrenciler psikologtan yardım almanın utanılacak bir şey olduğu algısının insanlar arasında yaygın olduğunu ve reddedilme korkusu yüzünden pek çok kişinin bunu tercih etmediğini söylüyor.
Bir başka çalışmamız, yaş ilerledikçe psikolojik yardım arama ve almayla ilgili tutumların olumsuzlaştığını gösteriyor. Özellikle 17-22 yaş arası gençler psikolojik yardıma daha olumlu bakıyor. Bunun yanında ailenin eğitim seviyesi ve sosyoekonomik düzeyi arttıkça insanların profesyonel yardım alma ile ilgili istekleri de artıyor. Ayrıca öğrenciler eğer güncel ve onları rahatsız eden önemli bir sorun yaşıyorsa yardım almaya daha istekli oluyor; ancak yardım almanın maddi yükü nedeniyle daha çok akranlarının tavsiyelerini tercih ediyorlar.
Özellikle cinsiyet ve benlik üzerine yoğunlaşan bir diğer çalışmada ise elde edilen sonuç çok da şaşırtıcı değil: Kadınlar, erkeklere oranla psikolojik yardım almaya daha olumlu bakıyor. Erkeklerin kendileri ve sorunlarıyla ilgili çok fazla konuşmadığı; kadınlarınsa duygularını açma konusunda daha rahat oldukları bilinir. Araştırmalar da bu genel algıları destekliyor. Günümüzde özellikle eğitim seviyesi yüksek kadınlar çağdaşlaşmanın da getirdiği değişikliklerle yeniliklere de daha açık. Bu da daha bireysel olmaya başladıklarını gösteriyor. Psikolojik yardımla ilgili düşünceler de buna paralel olarak değişiyor. Yani kadınlar bireyselleştikçe psikolojik yardımla ilgili tutumları da daha olumlu hale geliyor. Ayrıca kadınlar erkeklere oranla daha ilişki-odaklıdır. Yani ilişkilere daha çok önem verir, yeni ilişkiler kurmaya daha açık ve isteklidir. Dolayısıyla bir uzmanla yani bir psikologla ilişki kurmaya da tıpkı diğer ilişkilerinde olduğu gibi erkeklere oranla daha istekli oluyorlar.
Tüm bu sonuçlar aslında Türkiye’de psikolojik yardım konusundaki algılara dair birkaç önemli noktayı vurguluyor. Gözlenen bir değişim söz konusu, ancak üniversite öğrencileri bile sorunlarını çözmek için bir uzmana başvurmaya çok da istekli değil. Erkekler ve sosyoekonomik seviyesi düşük olanlarda malesef bu konuda daha geride. Ayrıca konuyla iligli önyargılarımızın güçlü olduğu da göze çarpıyor. Bu alandaki araştırmalar arttıkça psikolojik yardımla ilgili tutumların ve önündeki engellerin neler olduğunu, bunların nasıl aşılacağını daha iyi anlayacağız.
Sorunlar çok büyümeden uzmanına başvurmak önemli, ancak eğitimcilerin, uzmanların ve hatta bu konuda insanlara özellikle maddi açıdan kolaylıkları sağlayabilme konusunda gerekli düzenlemeleri yapacak olan siyasetçilerin çözüm önerilerine ihtiyaç olduğu kesin.
Detaylar için kaynaklar:
Koydemir, S. (2010). Self Aspects, Perceived Social Support, Gender, and Willingness to Seek Psychological Help. International Journal of Mental Health, 39, 44-60.
Koydemir, S., Erel, Ö., Yumurtacı, D., & Şahin. G. N. (2010). Psychological help-seeking attitudes and barriers to help-seeking in young people in Turkey. International Journal for the Advancement of Counselling, 32, 274–289.
Koydemir, S.,& Erel, Ö. (2010, Nisan). Psyhcological help-seeking: Role of socio-demographic variables, previous help-seeking ezperience, and presence of apsychological problem. World Conference on Psychology, Counselling and Guidance, Antalya, Türkiye.
Koydemir, S., & Yumurtacı, D. (2010, Temmuz). Role of self-construals on coping with stressors and willingness to seek help for mental health among Turkish youth. 5th International Conference on Child and Adolescent Psychopathology. Londra, İngiltere.